Ailede ve toplumda meydana gelen olumlu ve olumsuz bütün olaylardan her insan gibi çocuklarda etkilenir. Ancak çocuklar yetişkinler gibi yeterli tecrübe deneyimine, gelişmiş mantığa ve güçlenmiş bir iradeye sahip olmadıkları için karşılaştıkları olumsuz şartları ani değişiklikleri ve zorlukları anne baba olmadan kolayca aşamazlar.
- Aileden birini ölümü, babanın işini kaybetmesi, yeni bir eve taşınılması, bir kardeşin olması, okulun değiştirilmesi gibi beklenmedik olayları ve değişiklikleri çocuklar kolayca kabullenemez.
- Anne ve babadan deste gören sevilen, özgüven duygusu, gelişmiş bir çocuk kısa sürede yeni duruma uyum sağlayabilir.
Uyum sağlayıncaya kadar geçen süre içinde gösterilen davranış bozuklukları ruh sağlığına zarar vermeyen geçici uyum bozukluklarıdır. Çocuklarda uyum problemleri, çocukların değişen yaşam koşullarına, ortamlara uyum sağlamakta zorlanması sonucu oluşan sorunlardır.
Örneğin, iki yaşına kadar bebeklerde parmak emmek fazla ciddiye alınacak bir davranış değildir. Ancak on yaşındaki bir çocuğun bu hareketi yapması davranış bozukluğu kabul edilir.
Çocuklarda görülen uyum ve davranış bozuklukları çoğunlukla duygusal ihtiyaçların karşılanmaması sonucu gelişir. Ebeveynleri tarafından ihmal edilen, temel ihtiyaçları, sevgi, güven ihtiyacı karşılanmayan çocuklarda daha sık görülmektedir. Olumsuz ve hatalı ebeveyn tutumları da uyum ve davranış sorunlarının gelişmesine neden olabilmektedir.
Aşırı otoriter, baskıcı tutumlar kadar ihmalkar, aşırı hoşgörülü ve aşırı korumacı, mükemmeliyetçi tutumlarda da görülür. Anne babanın fiziksel ve duygusal yokluğu, onlarla etkili ve verimli zaman geçirememek de sorunlara neden olur.
Ailede, medyada veya sosyal hayat içerisinde akranlarından veya yetişkinlerden görülen şiddet de sorunlara yol açar. Şiddetin her türlüsü uyum ve davranım bozuklukları görülmesine neden olabilir. Fiziksel, sözel, duygusal şiddet görmek, şiddet içerikli olaylara maruz kalmak, tanık olmak gibi çevresel faktörlerden etkilenir. Çocuklarda sık görülen uyum ve davranış bozuklukları ;
- Fobiler ve korkular
- Yeme bozuklukları ve iştahsızlık
- Uyku bozuklukları
- Mastürbasyon
- İçe kapanıklık
- Aşırı hareketlilik ,aşırı inatçılık
- Parmak emme, tırnak yeme
- Psikolojik kökenli kekemelik
- Atını ıslatma(enuresis) ve dışkı kaçırma (Enkropresis),
- Yalan söyleme ,çalma, saldırganlık, küfür, tikler, saç yolma (trikotillomani) gibi nedenlere sebep olur.
UYUM BOZUKLUĞU İLE NORMAL DAVRANIŞI AYIRT ETMEK
Yaşa uygunluk: Her gelişim döneminin kendine özgü davranışları vardır. Bu nedenle çocuğun içinde bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini iyi bilmek gerekir. Ör; 2 yaş çocuğu negativist, hareketlidir ve istenilen şeyi yapmaz. Bu yaşlarda çocuk, özerk bir birey olduğunu öğrenir. Kendisi istemeyince altının değiştirilmesini istemez, öpülmeyi reddeder. Örneğin 3 yaşındaki bir çocuğun alt ıslatması normal olarak değerlendirilirken, 7 yaşındaki bir çocuğun alt ıslatması normal görülmemektedir.
Davranışın yoğunluğu: Yine yaş örneğinden hareketle bu davranış yoğun bir şekilde gösteriliyorsa anormal olarak görülebilir. Örneğin, 4-5 yaşında bir çocuğun biraz öfkeli ve hırçın olması normal görülebilirken; öfke ve hırçınlığın kendine veya bir başkasına zarar vererek saldırganlaşma şekline dönüşmesi ise anormal bir davranış olarak nitelendirilebilir
Süreklilik: Aynı şekilde bu davranışın belirli bir süre zarfında değil de sürekli, ısrarla çocuk tarafından sergilenmesine de dikkat edilmelidir
Cinsiyetin etkisi: Bir diğer dikkat edilmesi gereken husus sergilenen davranışın cinsiyete uygun olup olmadığıdır. Erkek çocuklara özgü görülen bazı davranışların kız çocuklarında görülmesi veya kızlara uygun davranışların da erkeklerde görülmesi anormal davranış olarak değerlendirilir.
DAVRANIŞ BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ
- Dikkat çekmek: Çocuğa gerekli sevgi ve ilgi gösterilmediğinde ya da yeterli zaman ayrılmadığında dikkat çekmek için davranış bozukluklarına yönelir.
- Ebeveynlere karşı güç kazanma isteği
- İntikam alma isteği: Özellikle dayak yiyen, sevgi verilmeyen çocuk ana-babasından intikam almak ister aşırı otoriter ve baskıcı tutum, katı disiplin ana-babaya karşı öfke ve nefret duygularının gelişmesine ve buna paralel olarak başkaldırıcı bir bireyin oluşmasına neden olur.
- Yetersizlik: Çocuğun kendine güvensiz olması davranış bozukluklarına neden olur. Anne-babanın aşırı koruyucu, hoşgörülü tutumu, gerektiğinden fazla özen gösterilmesi fazla kontrol anlamına gelir. Sonuçta çocuk diğer kimselere aşırı bağımlı, kendine güveni olmayan, duygusal olarak çabuk kırılan bir kişi olur. Bu durum çocuğun kendi kendisine yetmesine olanak vermez ve davranış bozukluklarına neden olur.
DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARLA OLUMLU İLİŞKİ NASIL KURULUR?
- Karşılıklı saygı: Azarlamak, bağırmak, vurmak, susturmak, tutarsız davranmak çocuğa saygısızlığın göstergesidir. Her ana-baba çocuklarına saygı göstermeyi öğrenmelidir. Her çocuk ayrı bir birey olarak ele alınıp, fikirleri sorulmalı ve fikirlerine saygı gösterilmelidir.
- Çocuğa zaman ayırmak: Çocukla ilgilenmek, zaman ayırmak gerekir. Birlikte geçirilecek zaman nicelik değil, nitelik olarak önemlidir. Birlikte çocuğun hoşlanacağı faaliyetler yapılabilir.
- Cesaretlendirme: Çocuğun kendine güvenmesini istiyorsa önce anne-baba çocuğa güvenmelidir. Çocuğun çabasını övmeli ve yüreklendirmelidir. Cesaretlendirme çocuğun kendini değerli algılayabilmesi için çok önemlidir , cesaretlendirme çocuğu olduğu gibi kabul edip, kendi olduğu için değer vermedir.
- Sevgiyi anlatmak: Çocuğun kendini güvenli hissedebilmesi için, en azından sevildiğini bilmesi ve sevmesi gerekir.